Öğretmenler İçin İkinci İl Dışı Tayin Kararı Tepki Çekti

Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl yapılacak ikinci il dışı tayinlerde birinci il dışı kapsamında görev yeri değişen öğretmenlere başvuru hakkı verilmeyeceğini açıkladı. Karar, atama sürecinde mağduriyet tartışmalarına yol açtı.

Öğretmenler İçin İkinci İl Dışı Tayin Kararı Tepki Çekti

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan birinci il dışı yer değişikliği atamalarında kısıtlı kontenjan açılması, çok sayıda öğretmenin istediği ile atanamamasına neden oldu. Bu durum, özellikle tayin beklentisi yüksek olan öğretmenlerde ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.

İkinci İl Dışı Tayin Takvimde Yoktu

2025 yılı atama takviminde ikinci il dışı tayin süreci başlangıçta yer almadı. Bu nedenle, tayin umudunu birinci aşamaya bağlayan öğretmenler, çoğunlukla istemedikleri hâlde istedikleri illere yakın bölgeleri tercih etmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, bazı öğretmenlerin tayinleri gerçekleşirken, bazıları için yer değişikliği mümkün olmadı.

MEB’den İkinci Tayin Açıklaması

MEB, sonradan yaptığı açıklamayla ikinci il dışı tayin döneminin başlayacağını duyurdu. Ancak bu süreçte birinci il dışı kapsamında görev yeri değişen öğretmenlerin başvuramayacağı netleşti. Bu durum, özellikle ilk atama döneminde tercihlerini kısıtlı imkanlarla yapmak zorunda kalan öğretmenler için mağduriyet riski oluşturuyor.

Takvime Eklenmeyen İbare Tartışma Yarattı

Eğitim camiasında, tayin takvimine ikinci il dışı başvuru hakkı ile ilgili net bir ibarenin eklenmemiş olması eleştirilere yol açtı. Öğretmenler, bu ibarenin yer alması hâlinde daha bilinçli tercihler yapabileceklerini ifade ediyor.

Neden Önemli?

Bu yıl özür grubu tayinleri ve sıra tayinleri, öğretmenlerin tercih süreçlerini doğrudan etkiledi. 11 Ağustos’ta sona eren sıra tayinleri sonrası çok sayıda kilitli normun açılması bekleniyor. Bu gelişme, birinci il dışı döneminde istediği ile atanamayan öğretmenlere ikinci il dışı tayin fırsatı sağlayabilir. Ancak, birinci il dışı kapsamında yer değişikliği yapan öğretmenlerin bu haktan yararlanamayacak olması, eşitlik tartışmalarını gündeme taşıyor.